9 Şubat 2011 Çarşamba

Şiir Deneme

Bilinçsiz repliklerizi ciğersiz fotosentezlere upload edin..

Anne tokatını first regl’inde bulan şımarık balkon bebekleri..
sizin nezaket repertuvarınız,kısaltılmış kelimelerden kurulu…

balmumu heykellerinizi ulus meydanında satışa çıkarın…
belki 5 kuruş fazlası olan bi müslüman dölü beklemez parasının üstünü..

Sırtını duvara ver..
ruhunu ilk talep edene…
( ve talep bu yazı için çok nazik bir kelime )
dur dur,tamam ben anlamam şiirin edebiyata uyağından geçiyordum düştüm altı üstüne..

Aruz bir vezine dar ağacı kurmuş bir geçmişi intihar ediyordum naciz(h)ane yaprakların seyir haline
( ve seyir çok yol üstü bi ke-lime )..

susmakla meşgul olurken bi kalabalık gürültüsü alnımdan girip ensemden çıktı,gıg demedim ziyadesiyle diğerinden önce çıkmışlığı vardır bir kulağımdan girenin..

istanbulda yaşamanın ta kendisi değilmiydi girene çıkana el sallamak..!!
( burada sallamak çok veda hüznü bi kelime)
aslında birazda bakmamak olayın aslına,suretlerin gözlerinde koyu ton makyaj,
natürel bir yüz kendini asmakta,
( saçı hala tokasında sallanmakta)
hava kararmakta,ve bu gün gece olayı bu yazıda cümle sonuna göz kırpmakta..
-makta yaşam her biçimde….
ve sevda ünlemsiz sonsuz betimde,benim betim bereketim ne senin gülen gözünde..,
dermatolojik bir felaketim belki dudağının yanağın ile kesiştiği paralel çizgide…
( tahmin edersiniz ki çizgi çok geometri bir kelime)
-metri’den çıkılan yolda ritme el atılası bir pornografi değer kalbe..
bu anlarda sevda adına bürünmüş bir peçe ardından kirpik değdirir sigara kokan nefesime…

o an işte tam o anda 90 lar pop müzik bir saflık rest çeker içime..
sen durursun öylece, ben sana aşık olurum…
ki aşk çok yalan bir kelime..
ama sen yine de;

‘diyesininin seni bir gerisin geriye ziyaretinden mazeretle,

bana kısaca en azından,

seni seviyorum de…